Herhangi bir çarşamba akşamıydı saat 18 civarı  bahar esintisinde bekliyordu, kendisini bırakıp gideni görmeyi, aldatanı görmeyi, affetmiş gitmesini sindirmiş ve göz göze gelmek sarılmak için bekliyormuş. Çok sevmiş bekleyen aldatılmış sevmiş, kötü sözler söylemiş sevmiş, gitmiş yine sevmiş, her şeye rağmen sevmiş. Bekleme devam ederken uzun süredir görmediği sevdiği görünmüş uzaktan koşarak gelmiş ve sarılmışlar, öyle bir sarılmış ki bekleyen içinde ciğerlerinde hissetmiş kokusunu. Hani demiş ya şair “şimdi sana öyle bir sarılsam kırılsa yalnızlığımın kemikleri.” Kırılmış kemikler ve bekleyen unutmuş aldatıldığını, araya giren yabancıları, sözleri yapılanları. Tek isteği varmış sadece benim ol demiş bekleyen seni sen yapan her şeyi çok seviyorum, sadece doğru ol demiş bana karşı yalansız düzgün ol her şey unutulsun bitsin yeni temizden başlayalım ve kuracağımız hayat islam dolu olsun. Güven kağıda benzer bir kez buruştu mu tekrar eski haline almaz bunun farkındaymış bekleyen ancak denemek güvenmek ilerde pişman olmak istemiyormuş. Bunun için kağıdı ütülemiş ve yanına almış sıfırdan bir seviye bir ömür harcamak için.

Devamı başka başlıklar altında belki yazılabilir…