“işi ehline vermek”
Son dönemlerde etrafımda duyduklarım ve gördüklerimi hayretler içinde izlemekte, kulaklarıma inandırmakta zorluk yaşamaktayım. İşin ehli olmayan ve işten anlamayan ne kadar kişi var ise bir araya getirip işleri içinden çıkmaz duruma getiriyorlar. Sadece bir yerde adamları olsun yada yüksek yerdeki tanıdıklarının el eteğini öperek makam peşinde olan ve işten anlamayan bir düzine insanı başa getirip başa bela eden bir sistem var. Bu arada bunların hepsi Müslüman, sözde Müslüman yada ben öyle biliyorum. Eğer bunlar Müslümansa Ayetten* haberleri yok eğer bunlar Müslüman değil ise vatan sevgisi milleti kalkındırma, ülkeyi bir adım ileriye götürme gayeleri yok. Bu tarz kişilerin hepsi sadece salla başı al maaşı ve gerçek anlamda iş yapan kişilere engel olmak, ülkeyi geri düşürmek, milli serveti batırmak için seçilmiş kişiler. Bilmedikleri bence işi ehline vermeyenler bunun hesabını verecektir bu dünya da olmasa da inananların dünyasında kaçacak yerleri yok. İsmi burada zikredilmesini istemediğim ve gerçekten işin ehli olduğunu düşündüğüm ağabey ile aramızda geçen konuşmamız da; “Bu ülkede işin ehli olarak bir yerlere gelmek mümkün değil ancak yalakalığa, torpile, adam bulmaya harcanan enerji ile milli işletim sistemi, milli otomobil ve bir çok iş yapılabilirdi” dedim. Milli işletim sistemi, Otomobil ne alaka der gibisiniz; bura da sadece çıkan enerjiyi ve harcanan güce örnek vermek istedim.
* “Allahü teâlâ size emanetleri ehline vermenizi emreder…” (Nisa,58)
Mekke’nin Fethinden önce Mekke’nin anahtarı Osman Bin Talha’dadır. Kendisi Kâbe’nin temizliğini/bakımını yapar. Peygamberimiz (asm) içeri girmek istediğinde Hz. Ali anahtarı ondan alır ve içeri girerler. Bu esnada Osman Bin Talha Müslüman değildir. O esnada Peygamberimizin (asm) amcası Hz. Abbas Kabe’nin anahtarının kendisine verilmesini rica eder. Peygamberimiz (asm) de anahtarı amcasına verir. O esnada bir ayet iner. Ayette şöyle buyrulur: “Allahü teâlâ size emanetleri ehline vermenizi emreder…” (Nisa,58). Bunun üzerine Peygamberimiz anahtarı henüz Müslüman olmayan birisine yani Osman Bin Talha’ya verir. Peygamberimiz (asm) “Ey Osman! İşte kâbe’nin anahtarı! Bu gün iyilik ve vefa günüdür. Sen cahiliye zamanında bu vaizfeyi layıkıyla yaptın, inanıyorum ki şimdi daha güzel şekilde yaparsın…” buyurdular ve anahtarı herkesin huzurunda ona teslim etti.
Bu büyüklüğü gören Osman Bin Talha Müslüman olur. (Ayetin tamamı: “Haberiniz olsun ki, Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz vakit adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah size en güzel şekilde öğüt veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi işitir ve her şeyi hakkıyla bilir.”) Görüldüğü üzere “işi ehline vermeyi” Kur’an-ı Kerim emrediyor.Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: “İş ehli olmayana [layık olmayana] tevdi edildiği [verildiği] zaman, kıyameti bekle.” [Buhari]
Yukarıda ki kıssa farklı şekillerde anlatılmış, yorumlanmış ve yazılmış her yerde karşınıza çıkabilir. Hangi şekilde olursa olsun özeti nettir kanımca “işi ehline vermek gerek.