Kimsin Sen ?
Neydi seni sen yapan şey, neydi seni ben ile yapan şey. Kimsin sen ? benim benliğim kendi benliğin neydi seni sen yapan ve kim yapan. Çok mu kolaydı kim olduğunu bile bile kimsesiz gibi sığınmak bir ömrü cürüten bedene. Neydi seni kimsesizliğe iten şey. Kim olduğunu bilene veda ederek kimsesiz bir bedende benliğini aradığın şey neydi. Kim olduğuna karar vermeden atılan adımların sonucu çok ağır oldu hâlâ kim olduğunu arıyorsun kimsesiz şehirlerde kimsesiz yerlerde. Kimliğini, benliğini çalana tekrar sarılmak, tekrar yaşamak, yaşanmış olanları tekrarlamak tamamen kimsin sen sorusuna verilemeyen cevaplardı. Varlığını varlık edenden gitmek varlıksızlığı belli edene çok kolay olmasa gerek. Nefsinde, aklında, kalbinde, bedeninde nefret ettiğin birisine denilmeyecek şeyler denildi ve yaklaşılmayacak şekilde yaklaşılıp tekrar yaşanmaması gereken şeyler yaşandı bunların hepsinin sonucu senin kim olduğunu bilmemen. Kimsin sen ‘ sorusuna en güzel şeyleri aşağıdaki satırlarda.
“sen kimsin ? şüphesiz; sen, sen değilsin.. sen osun.. ama sen, sen olaraktan değil.. o, bir giriş sekli ile sana dahil değildir. ama, bir çıkış sekli ile de, senden hariç değildir.. keza; sen de onun haricinde değilsin. Bu anlattığım mana ile: senin mevcud olduğunu kast etmiyorum.. keza sıfatını da.. sunu anlatmak istiyorum: sen hiç bir zaman var olmadın. olman da mümkün değil.. her şeyi bir yana at.. hiç bir şeyle olma.. hatta sen, sen olma.. hele nefsinle hiç
olma.. onunla, yani: hak’la da olma. hatta, onda da olma. onunla birlikte de olma.. fakat, sunu da unutma ki: sen, ne bir fanisin; ne de bir mevcud.. sen osun ; o da sen..” İbn-i Arabi